Tirat
Tirat – JULIE
(Sanki kendi isteği dışında, kuşun kesildiği tahtaya doğru yaklaşır)
Hayır, gitmiyorum daha. Gidemem… Bakacağım. Dinle! Bir araba sesi. (Gözünü tahta
ile satırdan ayırmaksızın dışarıyı dinler.) Demek, kan görünce dayanamıyorum sence. O
kadar güçsüz sanıyorsun beni. Ah, senin kanını, beynini bir satır tahtasının üstünde
görmeyi ne isterdim! Ne isterdim bütün o cinselliğin bir kan denizinde yüzsün. Tutup
kafatasından içerdim, sonra ayaklarımı göğsünün içinde yıkar, yüreğini olduğu gibi
kızartıp yerdim. Demek güçsüzmüşüm ben. Demek seni sevdiğimi sanıyorsun, sanki
benim rahmim senin tohumların için yanıp tutuşuyor, kalkıp senin dölünü bağrıma basıp,
onu kendi kanımla besleyeceğim demek. Aklınca sana çocuk doğuracağım ve senin adını
taşıyacağım. Bu arada, sorayım bari, adın ne senin? Soyadını duymadım hiç. Olduğunu da
hiç sanmam. Olsaydı, “Bayan Hovel” ya da “Bayan Dunghill” filan olurdum şimdi. Seni
gidi köpek, boynuna taktığın o tasma, ceketinin üstündeki arma benim, uşak bozuntusu!
Seni kendi aşçımla paylaşıp, kendi hizmetçimin rakibesi oldum bir de! Of! Off Aklınca
korkağın biriyim, hemen kaçıp gideceğim. Yo, kalıyorum işte, çıngar çıksın bakalım.
Babam nasılsa dönecek… Bakacak, masanın çekmecesi kırılmış…. parası gitmiş. Çalacak
zili, iki kez, uşağını çağıracak, sonra polise başvuracak… Ben de her şeyi anlatacağım.
Her şeyi. Ah, ne güzel olurdu bütün bunlara bir son vermek, gerçek bir son! Babamın
kalbi tutar ve ölür, bu da hepimizin sonu olur. Yalnız, sessizlik ve dinginlik… sonsuz
dinleniş. Soyumuzun arması tabutla birlikte göçüp gider, Kont’un soyu da… Uşağın soyu
ise, yetim evine düşer, köprü altlarında başına defne dalları konur ve sonunda hapishaneyi
boylar.
Tirat sonu.
DİĞER KADIN TİRAT ÖRNEKLERİ İÇİN; https://latifesanatatolyesi.com/category/tiratlar/kadin/